Kerem Özyeğen

           Mazhar Kerem Özyeğen Eylül 1977'de İstanbul'da doğdu. 1993-1996 yılları arasında Etiler Lisesi'nde kurulan "Spark" adlı punk rock grubunda gitar ve vokalle iştigal etti. Yoğun bir şekilde Nirvana, Sex Pistols, Soundgarden ve R.A.T.M. etkisindeki (ama kendi bestelerini üreten) bu cengaver grup birçok konser verdi, bazı demolar kaydetti, fakat punk tavrına uygun bir şekilde underground bir proje olarak kaldı.1994-1998 arasında "Siddhartha" grubunun yaşam süresi içinde deneysel çalışmalara katıldı. Don Kişot ruhlu bu psychedelic-rock grubuyla uzunca bir süre joker eleman olarak müzikal ilişkisi oldu. 1996'da 1.Roxy Müzik Günleri ikinciliğini paylaştı, 1998'de grubun debut albümünde yer aldı.

         1996-1998 arası "Crusiana" adlı jazz-rock projesinde bas çaldı, şarkı söyledi. Bu proje kısa süreli yaşamı içinde 1996 Tuborg Rock Festivali'ne finalist olarak katıldı.Yarışmanın bir diğer finalisti Düberni'nin elemanları olan Kerem ve Harun ile tanışması, mor ve ötesi tarihi içinde enteresan bir noktadır.
        1998'in uzunca bir bölümünde Taxi adlı rock'n'roll cover grubuyla Üst ve Alt Kemancı'da gitarı ve vokaliyle Beatles, Jimi Hendrix ve Rolling Stones gibi nadide grup ve sanatçılardan eserler icra etti. Yılın son çeyreğinde mor ve ötesi bünyesine dahil oldu. O gün bu gündür müzikal enerjisini bu grup için sarfetmektedir.

       Harun Tekin

         Harun Tekin Haziran 1977'de Ankara'da doğdu. 1988 yılında Alman Lisesi'ne girdi, aynı yıl Kerem Kabadayı'yla tanıştı. 2 yıl sonra bir anda kurulan rap grubuna girdiğinde gitar çalmayı bilmiyor, ritm enstrümanı olarak cetvel kullanıyordu. 1991 ile birlikte grup bir rock grubuna evrildi, Harun da gitar çalmaya başladı. 1995'te Decision'un bilinç atlamış hali mor ve ötesi kurulduğunda, Derin'in ciddi teşviki ve yardımları ile ufak ufak şarkı söylemeye de başlamıştı. Lise biterken, ne üniversite hayatının nasıl geçmesi gerektiğini, ne de hayatını nasıl kurması gerektiğini biliyordu. 1996 Haziran'ında "Şehir" albümünün çıkışı, aynı yılın Ekim ayında da Boğaziçi Üniversitesi'ndeki felsefe öğreniminin başlaması, Harun'un hayatında çok önemli iki başlangıç noktasıdır.Üniversite'ye ilk girdiğinde hemen hiçbir şeyi ciddiye almayan Harun, ikinci dönemden itibaren başarılı bir öğrenci olmasını genel olarak felsefeden ve özel olarak da okulundan aslında çok hoşlanmasına bağlar. Yıllar geçtikçe müzik ön plana çıksa da, derslerin kendilerinden çok konularıyla ilgilenmek ve
akademik okumalardan sıkılmamak üniversite yıllarında zoru kolay yapmıştır. 1999'da çıkan "Bırak Zaman Aksın" albümü Harun için her yanıyla çok öğretici bir deneyimdi. Aynı yıl yaşanan büyük deprem felaketi ise, hem çok yıkıcı hem de çok yapıcı bir deneyim oldu. Deprem sonrası dönemde Açık Radyo Deprem İletişim Merkezi'nde çalıştı, bu dönemde hayranlık ve sevgi duyduğu Açık Radyo'da iki yayın dönemi boyunca programcı olarak yer almak ona çok şey kattı.

         2001 yılı fiziksel olarak en çok zorlandığı yıl oldu: "Gül Kendine" albümü hayatının her alanını amansızca kapladı, yeni deneyimler yeni dersleri getirdi, ve sadece bu grup için ve sadece bu albüm için yapılabilecek ne varsa yapıldı. Bir yandan Boğaziçi'ndeki felsefe ve psikoloji eğitiminin son yılını yaşarken, bir yandan da grubun tarihindeki en yoğun dönemlerden birine tanık oldu. Eylül ayında Boğaziçi'nden mezun oldu.
      Ekoloji, zihin felsefesi ve futbolla yoğun biçimde ilgileniyor.
Gerçeklerin giderek bulanıklaştırıldığı bir dünyada varolmanın
insanları yıldırmaması gerektiğini düşünüyor, her şeye rağmen bilincin gücüne inanıyor...

            Kerem Kabadayı

         Kerem Kabadayı Aralık 1977'de (resmi kaynaklara göre Ocak 1978) Ankara'da dünyaya gelmiştir. 1981 yılında İstanbul'a gelmiş ve geri dönmemiştir. Önce Bahariye İlkokulu'nu, ardından Alman Lisesi'ni, sonra da Koç Üniversitesi İşletme Bölümü'nü bitirmiştir. Şu anda hayatını yeni eğitim alanı olan Boğaziçi Üniversitesi Tarih Bölümü'nde bayıla bayıla sürdürdüğü Sanat Tarihi Yüksek Lisans Programı, hayatının hatırlayabildiği kısmını özetleyen ve kurucu elemanı olduğu grubu mor ve ötesi, çok çok sevdiği Amiga'sıyla başladığı yüksek dozda bilgisayar kullanımı ve tabi ki sevdikleri arasında paylaştırmaktadır.

       Şekilci yaklaşımları, saldırganlığı, ayırımcılığı, genellemeleri ve duyarsızlığı sevmez. Ona göre hoşgörü bir zorunluluk değildir ama empati de bizi hayvanlardan ayıran becerimizdir. Yönteme fazla
takılmamak, gereksiz gördüğü tartışmaları uzatmamak, tekelci şirketlere karşı propaganda yapmak, bateri çalmayı çok sevmek, ilk duyduğu şeye ilk duyduğu haliyle inanmamayı tercih etmek, yemek yemeyi sevmek, güzel bir tasarıma bakarken tarifi imkansız zevkler almak, açık kaynak kodunu mümkün olan her yerde desteklemeye çalışmak, yeni dalga Fransız filmlerini tekrar tekrar izlemek, canlı müzik olan yerlere pek az gitmek ve Alman-Fransız-Japon arabalarindan hiç hoşlanmamak gibi huyları vardır. Çaldığı her notada derin bir düşünce ve yoğun bir his birikimi aktarabileceği kadar iyi bateri çalıp aynı zamanda müziğin her yönüne
hakim olabileceği günleri iple çekmektedir.

          Burak Güven

Burak Güven Ekim 1975 İstanbul doğumlu. 14 yaşında ilk gitarını aldı. 15 yaşında dört arkadaşıyla Virüs adlı topluluğu kurdu. Grupta şarkı söyledi. Bu gruptan halen yakın arkadaşı olan gitarist Erke Erokay tarafından müteakip defalar şutlandıktan sonra pişman popçu Erinç Köker ile hayali gruplar kurdu. Kafelerde, barlarda şarkı söyledi, harçlığını çıkardı. 1993 yılında halen kullanmakta olduğu bas gitarını satın aldı. 1993-2000 tarihleri arasında İstanbul Üniversitesi devlet konservatuarı şan bölümünde okudu. İstanbul'da birçok cover grubunda çaldı. Bir dönem Haluk Levent'le çalıştı, bu sayede İstanbul dışında birçok il, ilçe ve köyde bulundu. Çok öğrendi, çok eğlendi. İstanbul Blues Kumpanyası'nın ilk kadrosunda yer aldı. Konserler verdi, "Kökler" albümünde 4 şarkıda bas çaldı. Çok yönlü arkadaşımız 1997 yılı civarında "Aşk İksiri" operası ve "Anlat Şehrazat" müzikalinde koroda söyledi. Bir dönem Fahir Atakoğlu korosunda yer aldı. "Senfonik Konser" CD'sinde sesi duyuldu. Nekropsi ile Fransa'da "mimi" adında bir festivale katıldı, sampler'ı kumanda etti. Halen bu gruptan Tolga Yenilmez ile ara sıra bir araya gelip elektronik müzik parçaları kaydetmekte.Burak doğada bulunmaktan hoşlanıyor, bisiklete biniyor, bir odasında grubun prova stüdyosunun bulunduğu eski tahta bir evde Uğur'la birlikte yaşıyor. Gerçeği
kendince yorumlamaya çalışıyor. İzliyor.