BÜYÜK DÜŞLER
büyük düşler
nedir ki zıplarlar ego tramplenlerinde kadınsız
erkeksiz bir şehvet düşünün oyundur, oynarlar bitmiyor işgalleri ben seni oralardan çekip almadım
mı?
bu kadar sert mi cevabın bana aşkın öldüğü yerde
bu kadar mert mi kaosun
dili aç şu kalbini söyle
hayatın gerçek mi?
nedir ki yıkarlar kırılgan
rüyamızı ışıksız ve renksiz mimarlar düşünün oyundur, oynarlar bitmesin işgalleri uzundu
sokaklar yürümek isterdim
gördüm gördüm gördüm büyük düşler gördüm
çocuklar ve
hayvanlar
çok eski bir öykü bu insanlar durmuş bekliyorlar o
gelecek hiç gelmiyor ruhum öğrensin artık bu ağlatan eski oyunu
çocuklar ve hayvanlar tüm gece
yalnız konuştular öğrenince oyunu o masal yine başladı parlaklaştı evren birden
sorular
ve cevaplar bir bir hepsi yok oluyorlar öğrenince sonunu hayat yeniden başladı parlaklaştı
evren birden
seninleyim mutluluk kalbimde çözülmüş ulaşamaz bana yanlış sesler senleyim rüyadan
farksız kaybolursam şarkı söyle
senleyim rüyadan farksız tek özleyen sen değilsin senleyim şansımız
artmış kaybolursam şarkı söyle kaybolursam şarkı söyle kaybolursam...
saklama
beton ormanın avcı ruhları kapılar
ardında açlık kodlarının şifresini daha çözememiş ama sürtünüyor birbirine, yağmalıyorlar
hayat
bizi büyüttüğü gibi budayabilir de yarımız toprağın içinde örtünelim biraz bir kilit bize
az unutmak kolay, karta on taksit
saklama çürüyor kalbin burada
beton ormanın avcı ruhları
kapılar ardında açmış kollarını hikmetini daha çözememiş ama yaslanıyor
geçmişine, taşlaşıyorlar
hayat bizi büyüttüğü gibi budayabilir de yaramız toprağın
içinde düşünelim biraz bu ışık bize az arsız kargalar paylaşıyorlar
saklama
beton ormanın avcı ruhları kapılar
ardında açlık kodlarının şifresini daha çözememiş ama sürtünüyor birbirine, yağmalıyorlar
hayat
bizi büyüttüğü gibi budayabilir de yarımız toprağın içinde örtünelim biraz bir kilit bize
az unutmak kolay, karta on taksit
saklama çürüyor kalbin burada
beton ormanın avcı ruhları
kapılar ardında açmış kollarını hikmetini daha çözememiş ama yaslanıyor
geçmişine, taşlaşıyorlar
hayat bizi büyüttüğü gibi budayabilir de yaramız toprağın
içinde düşünelim biraz bu ışık bize az arsız kargalar paylaşıyorlar
darbe
evreni gördüm sıkı olaydı binlerce insan ölürken
"netekim" bir şey yapmazdı sadece bakardı bu kadar kaos bize fazlaydı ki
bir darbe geldi
başıma bir darbe
erdal'ı gördüm darağacında onaltı yaşında ölürken
"netekim" bir şey yapmazdı sadece bakardı sonrası serbest sonrası pazar
bir darbe geldi
başıma bir darbe ben gitmeden divanıharbe sen gitmeden bir darbe
sakla kendini sağlam
bir rövanş için
asmayalım da besleyelim mi?
kış
geliyor
kış geliyor bağıra çağıra sevmem
ki
kim geliyor yanıma yanıma bilmez ki
kış ortasında kaç kere yakar güneş?
kış
geliyor bağıra çağıra sevmem ki
kim geliyor yanıma yanıma durmaz ki durmaz
ki
yeni rüyam da güneşimle soldu yeni adamla yeni kadın doğmadan zordu ayna ayna sihirli ayna neler
söyledin bana
durma öyle
durmadan sürer gider oyun kalbin dursa bile çarpıp
çıksa bile bir çocuk -hayallerin- gidiyor binmiş bir sandala sonra başka bir uyuma dönüyor her
şey insan kaybettiğini buluyor
sil baştan gözyaşım, tuzum içindeki nefse baktı eşyalarını
topladı başka bir yerde kavuşmalı çok uzakta değil açıkta buluşmalı başka
bir uyuma dönüyor her şey insan kaybettiğini buluyor
durma öyle ah, durma öyle
küçük sevgilim
benim küçük sevgilim sen bana neler yaptın böldün
parça parça onlar bilmez onlar bilmez bakarlar yüzüme sanki yoksun gibi sanki yalanmışız gibi
benim
küçük sevgilim sen bana neler yaptın kırdın defalarca onlar bilmez onlar bilmez vururlar yüzüme sanki
yoksun gibi sanki yalanmışız gibi
benim küçük sevgilim ben sana neler yaptım kızdım
sayfalarca onlar bilmez onlar bilmez yakarlar canımı sanki yoksun gibi sanki yalanmışız
gibi
benim küçük sevgilim
şirket
adını bile soramam maksadımı aşamam şiddetin
meşru haline bakıp ağlayamam ne kadar güzel ne kadar sıcak ne kadar yakın o kadar
uzak şirket mirket anlamam anlasam da anlamam bana saldırıyorsa gözünün yaşına bakamam adaleti
sarmış kumandalı bir cinnet vahşeti gördüm, korkmadım hasar yok içimde
maske takmadan
üstüme gelmek zor muydu? adı olmayanların sesi de yok mu?
ayıp olmaz mı?
hayat o kadar zor mu? atılır mıyız
oyundan, benzemezsek onlara? bahane mi lazım? mazeretimiz mi kalmamış? çok ayıp olmuş çok
ayıp olmuş
hayat o kadar zor mu? takılır mıyız yolunda, şekli gizli taşlara? yetişmek
mi lazım? bahçemizde bir gül açmamış çok ayıp olmuş çok ayıp olmuş
kız
en güzel, en hafif giysisini giymiş oğlan renkli bir dünya boyamış kapkara kapılar sormuşlar
onlara ayıp olmaz mı? bu işler o kadar kolay mı? ayıp olmaz mı?
kördüğüm
kim bilir neler oldu yer yarıldı herkes hala
kibar parlak kutularda toy mühendisler bozuk ve sahte hep havadisler bu mudur bana reva gördüğün kimseler
bilmez bu bir kördüğüm ne ilk ne de son beraber bekledik yaptığımızdan ne kadar emindik
durdum
durdum kendime güzel bir ağ ördüm kimse bilmez kimse bilmez bu bir kördüğüm
parti
partinin yerini şaşırdım içimde zannettim dışımdaymış biri
eksik biri fazlaymış yanıldım
partinin gününü kaçırdım istisna zannettim bir
kuralmış muhtaç olduğum büyük kuvvet yalan mıymış?
partinin tadını
kaçırdım nümayiş zannettiler isyanmış nazik bir katil doğurmuşsun ve kazanmış
kutsal aklın nerde dans
et üstümde sakin olmak için biraz daha eğlen
DÜNYA YALAN SÖYLÜYOR
uyan
canım kardeşim, bak senin ellerinde hayatımız uçan
kuştaki güzelliği kaybettik, hastayız
çok sıkıldım ağlamaktan, durmaktan bu ahlaksız
oyunlara devam etmek günah
uyan artık uyan uyan dostum uyan uyan artık uyan karanlık uykundan
sadece
renkler vardı, sonra kayboldu onlar da biz nefes alamadan ah, bu hayat, anlamsız bir şaka herkes
bunun farkında
çok sıkıldım ağlamaktan, durmaktan bu ahlaksız oyunlara devam etmek
günah
uyan artık uyan uyan dostum uyan uyan artık uyan karanlık uykundan
sen yine de o
yolun sonundaydın sen yine de hiçbir şey yapamazdın sen, uyuşuk, tembel, yalnızdın sen.
son deneme
gel sen de kopar bir parça tozum bile kalmasın elinde
boş bir tabanca dua et ki patlasın, kör bahtıma
gelecekse, ne gelecekse gelsin
gel sen de
kopar bir parça tozum bile kalmasın elinde boş bir tabanca dua et ki patlasın, patlasın yine
hayalet
kurşunlar maskeler, alaylar gelecekse, ne gelecekse gelsin
son deneme - saat kaç saat kaç ki? seni
buldum - sesi gür yüzü eski artık bir şey yapamam, yapamam ki.
az çok
su damlası gibi hayat, özgürüm ıslak, çıplak,
pırıl pırıl bir damla içimde uzak bir ışık, bir çığlık gibi çağırıyor
beni
biliyorsun az çok görüyorsun her şeyi biliyorsun az çoktur
sahip oldukça hep bir yenisi daha ıslak,
çıplak, pırıl pırıl bir dünya içinde uzak bir ışık, bir çığlık gibi çağırıyor
beni
biliyorsun az çok görüyorsun kendini biliyorsun az çoktur.
aşk içinde
bugün varsın, yarın yoksun kocaman bir çığlık
olsun bilen bilsin, duyan duysun benim derdim senin olsun
aşk içinde yalan içinde tek bir ayna, binbir
biçimde aşk içinde yalan içinde hepsi aynı, hepsi içinde
belki varsın, belki yoksun bihabersin,
belki toksun gelecekler yüzlerinde cam gibi bir büyük öfke.
serseri
uzağındaydım düşerken nasıl bilirsen
öyle ol kabusum oldun çok oldun iyi ki yarına yoksun
düşledim kayboldum, konuştum ziyan oldum eskinin
huzurunda el pençe divan durdum ah, devrimim benim, nedir senden çektiğim sen gelmedin ama ben değiştim
hayat
ne boş ne anlamsız neye benzerdi reklamsız ortağım oldun çok oldun iyi ki yarına yoksun
düşledim
kayboldum, konuştum ziyan oldum eskinin huzurunda el pençe divan durdum ah, devrimim benim, nedir senden çektiğim sen
gelmedin ama ben değiştim
aldım, verdim, ben seni yendim kaçtın, sattın, beş paraya
sattın
ağla, ağla, geçer.
sevda çiçeği
sessiz sedasız açardın gecelerde kimse bilemez,
göremez kuytularda sonsuz ve dipsiz sevdalarda, duygularda sakin, kimsesiz ve sahipsiz uykularımda şimdi
artık seni koklar yalnızlığım seni arar seni sorar sevda çiçeğim.
re
yine ben miyim düşen hiç zamanım da yok ki yine
ben kopup gelen bilmediğim şey yok ki
yine de geldim dünyaya hiç zamanım da yok ki yine de
geldim dünyaya hiç yok
içim yanar içim bilmez içim var içim düşünmez içim aşk içim değişmez içim
saf içim kirlenmez
yine ben miyim düşen görmediğim şey yok ki yine ben kopup gelen bu dersin
sonu yok ki
yine de geldim dünyaya.
bir derdim var
bir derdim var artık tutamam içimde gitsem nereye
kadar kalsam neye yarar hiç anlatamadım, hiç anlamadılar herkes neden düşman unuttuk hepsini, nuhun
nefesini gelme yanıma sen başkasın ben başka bak bu son perde oyun yok bundan sonra ışık
yok hiçbir şey yok bir derdim var artık tutamam içimde.
yardım
et
hiçbir şey söyleme, duymam, anlamam hayat bir mucize,
düşer zaman zaman yardım et ruhum, yardım et bana sesini ben duydum, çok var hiç duymayan
kimler
yalansız ki onlar ağlasın kimler günahsız ki onlar saklasın yalandan kim ölmüş, zamandan
kim korkmuş dünya yalan söylüyor
özür bekler gibi kızgın sokaklar teksas'tan gelen küstah tokatlar zalimin
durduğu yerdeyim şimdi bu bir karnaval, nerdeyim şimdi?
kimler yalansız ki onlar ağlasın kimler
günahsız ki onlar saklasın yalandan kim ölmüş, zamandan kim korkmuş elinde güller varmış,
üstün başın kan olmuş
hiçbir şey söyleme, duymam, anlamam hayat bir bombadır, düşer
zaman zaman tarihin durduğu yerdeyiz şimdi bu bir karnaval, nerdeyiz şimdi?
kimler yalansız
ki onlar ağlasın kimler günahsız ki onlar saklasın yalandan kim ölmüş, zamandan kim korkmuş elinde
güller varmış, üstün başın kan olmuş dünya yalan söylüyor.
GÜL KENDİNE
bir
sen baktın, tüm gözlerim kıskandı resmini sarıldık
takvimlerce, anlattık ki hayata zaman yok kucağında, tek bir an bile yeter bana zaten
yarım
kalan bu düş bizim mi yoksa yiten ben miyim derken nerden geldin sen kaybeden ben miyim derken nerden geldin
sen
sarhoştum, evindeydi ellerim bütün günlerden başka bir ismin vardı senin titredim zamansızca,
dün ve yarın yokoldu yanında
canlı yayın
gördüm ben gördüm ben gördüm sen gitmeden önceki son sesini gördüm
ben gördüm uyumadan söyledim ki kendime bu sözcükler var sadece elimde benim elimde git bunlardan kurtul mümkünse
git ağla bir başka yüzle yeter dedim içimdeki sahte işkence sesine senin için ve sadece senindi anım sorma
lütfen sorma bana ne kadar içtensin diye haykırdıkça gözlerinle utanırım olmaya bir sen vardın
ben vardım biz vardık her birimiz vardık biz mi seçtik mahvolmayı, yokolmayı böyle anlamsız
sözcükler gündem dışı sözler gerekmez şimdi biri bilmeli biri görmeli olup biteni eksik kaldı
kapalı anlatımlarım artık biri gitmeli zehir birer birer alır alır düşleri alır
gerçekleri alır her şeyi ve sizler ve onlar ve ötekiler hiç hissetmez mi canlı yayındaki yitmeyi
bazen
bazen eski sözcüklere bakmaz mısın nasıl
küçük nasıl zararsızlar oysa orda ne yalanlar ihanetler gizli korkma, bir daha gelmem üstüne
çünkü
ben kayboldum, geri dönmem imkansız hem uzak hem hoyrat senin ülken çünkü ben kayboldum, geri dönmem imkansız yine
de mutluyum
bazen eski defterleri açmaz mısın onlar masum duran o saklı sayfalar pistir ve temizdir
sadece laf vardır orda bir daha gelmem üstüne
herşeyi, herşeyi bıraktım artık
çok mutluyum
gece
bıktım artık susmaktan bunca yıl seninle
geçti bir çift lafa muhtacız iki yabancı gibi
saat gece üç olmuş kapında ben, ben yokum
sanki şimdi gerçeği söyle sonra yap istediğini
yeter artık, hiçbir şey eskisi gibi
değil yeter artık, aslında sen hiç sevmedin
yoruldum suçlanmaktan yanında hiç olmadım
sanki yüzün her şeyi söylerdi ama bakmıyor şimdi
bıktım artık susmaktan bunca
yıl seninle geçti şimdi gerçeği söyle sonra yap istediğini
zaman geçer, büyürüz sertleşir
dünya
orda durma
ne istersen de bana biz biriz zor olsa da sen anlarsın
istersen
bir veda anı gibi bıraktıkça gerçeği yerinden kalkamazsın
bil ki
sen sevmek istersen her şeyi kurtarırsın orda durma, eğer beklersen hiçbir şey olmaz
gerçek
uzak koş, koş geç kalma sakın tokken hiç doymadın sen, susmadın gerçek uzak koş, koş
geç kalma sakın tokken hiç doymadın sen, dur artık
şimdi nerde geçmişin o mutlu çocukları hiç
yaşanmamış gibi
önünde bir hayat var gücün yettiği kadar yaşa artık istersen
çünkü
sen eğer istersen her şeyi kurtarırsın orda durma, durup beklersen hiçbir şey olmaz
gerçek
uzak koş, koş geç kalma sakın tokken hiç doymadın sen, susmadın gerçek uzak koş, koş
geç kalma sakın tokken hiç doymadın sen, dur artık
zaman tükendi artık
eksik
sanki bir şeyler eksik hayatında dur ve dinlen
n'olursun ah bir defa yerinde olsaydım beni dinlerdim ama sen duymadın
duraksız bir yarış
seninki ne başı var ne sonu belli uğraşırken kazanmak için sormadın hiç neden niye
ve
hayat sana dokununca her şey nasıl da değişti dönüp bakınca gördün birden
sanki bir
şeyler eksik hayatında dur ve dinlen n'olursun ah bir defa yerinde sayarsın kaçıp gitsen de her
şey içinde
sevdiğin her şey bir yük olmuş karşı koymak bile yetmiyor yine aynı
şarkıyı söyle sanki ağlar gibi kendine
hep aynı
yine keyfim yok, hiç ışık yok yine hayat yok
etrafımda ne haldeyim, hayal miyim aslında kimseye zararım yok
ama...
hep aynı dertler
hep aynı hep aynı sözler hep aynı hep aynı sıkıntı sarar
ben kimim, nerdeyim çok
tuhaf bir yerdeyim içimde çok büyük bir şeyler var
odam soğuk, sesim pişman elimden hiçbir şey
gelmez oldu bu ben miyim, hayal miyim aslında gerçek bir sorun yok
hayat
uğraş didin farklı şeyler yapmak için üç
kişi ya da beş kişi anlar ve zaman, ve zaman farklı yüzlerle bazen yanında bazen arkanda
yalan
diye bir şey yok gördük ama konuşmadık
ve hayat her şey yolundayken dur dedi artık ve
hayat herkes evindeyken dur dedi artık ve hayat -ki canına tak etmişti- sus dedi artık ve hayat
kırık
düşler, aynı yalnızlık öyle azaldık ve yıprandık ki kafamız karışık,
değişmek zor dünya yıkılsa anlamazlar
gül kendine
biter mi sandın tüm dertlerin hemen ödenmez büyük borçlar hayata
tersten baktığında bitip tükenmek çok kolay
aslında bütün resim güzeldir sadece hatırlaman
gerek
gül kendine bak ne kadar güzelsin gül
kendine dünya kadar güzelsin aslında dünya sensin her şey açık, her şey kolay
zor zamanlar
geldiğinde hep kaybedersin gerçeği sana imkansız görünse de bütün çözümler ellerinde
aslında
bütün resim güzeldir kendini hatırlaman gerek
biter mi sandın dertlerin yenilmesen hiç büyümezdin
doğru yanlış
o kadar çok şey var ki, birer birer söylesem bile çok ağır
kaçar bir de her zaman hayatın o bildik mutlak gerçekleri vardır o zaman birazcık anlamsız konuşmam
gerek sadece, sadece seslerle yetinmem gerek
bazen doğru bazen yanlış bir şey söylemem imkansız eğlenmek
lazım, uyumak lazım düşünme, dur neme lazım
mutluluk her yanda, üzülmek için dinozor olmam gerek
para varsa sorun yok, para olmaz mı, havalar nasıl? sonbahar gelince hiç kimse asla kaygılanmaz kışlar
soğuktur ama evsiz yok, kimse takmaz
bazen doğru bazen yanlış aslında her şey anlamsız eğlen
zıpla coş düşünme açlık yok ki hiçbir yerde
bazen doğru bazen yanlış kim demiş
ülkem geri kalmış eğlen zıpla coş düşünme düşünme, dur!
daha mutlu olamam
güne kahveyle başladım ağzım kuru zihnim
açık beyaz camda görüntüler hepsi o kadar dürüst ki
hayatımdan çok memnunum aşk bitti aşk
aptallıktı bir de sigarayı bıraksam kimse tutamaz beni artık
küçük şeyler sevindirir
ruhumu hayal bile edemezdim ben bunu
daha mutlu olamam daha mutlu olamam
yağmurlu bir akşamüstü radyo
açık, köprüdeydim derken bir anda farkettim başka bir hayat yok ki
durdum sustum gülümsedim gözümü
açtım ben değiştim kızdınız, siz haklıydınız artik size gerek yok
küçük
şeyler sevindirir ruhumu hayal bile edemezdim ben bunu
daha mutlu olamam daha mutlu olamam (bu akşam)
BIRAK ZAMAN AKSIN
bırakmazlar
yakamı
hemen şimdi kalksam burdan koşup çıksam sokaklara birini
duysam birine vursam ölümcül bir dost düşse peşime
bırakmazlar yakamı bilirim, kaybolsam da bırakmazlar
yakamı bilirim, saklansam
hemen şimdi kaçıp gitsem sürüklensem meydanlarda bulsam seni masallarda gökten
düşen yine aynı elmalar
kaybolsam, saklansam da ben isimsiz sokaklarda unutsam tüm masalları karışsam
meydanlara
boşver
ilk damla düştü, et parlıyor karanlıkta beş
dakika sonra benim dünya ve sen hala özgür ruhlara dair yalanlarla beslen boşver...
ayna ıslak elleriyle
suratında hasta bir gülümseme, yardım etme, bağırma yeter ki her sözcüğü anla, ihtiyacım
var buna boşver, eskisi gibi kalsın boşver, kimse yaralanmasın
sakinleş yine aynı
insanla dilinden kopan mısraları hatırla her lanet sabah bu bilince uyandıkça
tv'deki kız
sen ve ben ikimiz, camdan evimiz sesin çok uzak bana tv'deki
kız
kalk gidelim desem boş boş bakar anlamazsın camdan yüzünü öpsem tv'deki kız
elin
yüzün var ama kokunu bilmem, sıkıldın galiba bir gün yanına gelsem tanır mısın? tv'deki
kız
sen ve ben ikimiz, camdan evimiz sesin çok uzak bana tv'deki kız
uyu, uyu yoruldun, uyu
hep
yüzün gülüyor orda yolda seni gördüm, mutsuzdun galiba bugün yanına geldim tanımadın tv'deki kız
aptal
kutu yoruldun, uyu uyu
yeşillik
yenildin bu oyunda sözcükler seni yalnız bıraktı değiştirmek
istediysen insanlar neden inanmadı?
sahici sevgilerde yorulmuştun sahipsiz rüyalarda huzur buldun yalan
gözlerinin ardında yeşilliğin yokoluşunda
söyle şimdi kim mutlu? insanlar birer birer
yitip giderken ve bir can sıkıntısı her şeyi ama her şeyi silen
pis
hepimiz hepinize dokunduk korkunç kokular çıktı
üstümüzden elimize yüzümüze bulaştı hepsi deliler gibi saklandık hem de güçsüz kalıp yaşlandık
tertemiz bulaştık pisliğe
niye?
sonsuz acılara boğulduk öldük işte en
sonunda ne yazık boş kalan hiçbir yer yok elimiz elinize dokundu gözler silindi yüzlerden ne yazık
farkeden hiçbir şey yok
onlara kızmayın onlar farkında değil
özgürlük
durmadan güvenlik peşinde ben elinin içinde bakımsız
bir çiçeğe durmadan güvenlik peşinde sen elimin içinde ölümlü sözcüklere dönüştün
sevgimiz kısıtlandı kira
bedeli belli, çeşitleri sınırlı sevgimiz kısıtlandı korkular güçlendi, beklentiler
alt edildi
oysa bir de bak durmadan özgürlük peşinde ben seni öptüğümde, yeter ki sen de iste durmadan
özgürlük peşinde elimi ittiğinde, tamam git istediğin yere
tehlike altında aşk kuralları
sensiz, sınırları benliksiz tehlike altında aşk özgürlüğüm sende, sevgim daha içimde
şarkıcı
çocuk
gözlerinde bir damla yaş plastik çiçekler boynunda bir
kedin var evde kitaplar ne yapsam sana anlatsam
bırak zaman aksın, mahkumuz inan
yalnız şarkıcı,
sarhoşum ölene kadar sen hiç korkma, burda kal küçük şarkıcı, kalp kırık kalbini onar aşk
diyorlar hiç görmedim, burda kal
bir söz verdim sonra bozdum ölmeden önce ben de melektim bir odam var yerde
kitaplar ne yapsam uçsam kaybolsam
uyuyalım artık, çok yorgunum inan, inan
balıklar
çocuktun, kırılgandın artık korku
yok nemli gözlerinde yüzlerce binlercesi var omzuna oturmuş, ordan sana bakar çektin gittin baharın peşine güzelim
renkler yüzünde artık dönüp bakmazsın güneşin solduğu evlere
çıplak dursam, tanrıya
sorsam niye ölür insan bile bile? ardımda yıllar sinsice kalbime sorar niye bu suçluluk niye?
yolculuğun
sonunda bembeyaz sevgini ört uykuma
dün sabah seni gördüm aklın takılmış yine balıklara tertemiz,
işsiz kalbin arabadan kaçıyor vahşi sokaklarda
ne
ne gerçek ben ne beraberlik ne bencil kendi kendine
ne müstakbel güvensizlik ne yüzler naylon yüzler ne ne arkanda ne naklen ne sonra ne tüm ne gerçekten ne
hiç ne müzik ne eylem ne ahlak masum saf nefret
ne varsa ne ne yoksa hiç yok ne yok anlam ki faydasız ne
direnmek saçma her kimse ne sen var ben yok biz sarhoş
ne farkında olanlarınız ne gündelik
hayatlarınız ne işkence görenleriniz ne kaybolan özneler ve siz ne savurgan dudaklarınız
ne eskiten yalanlarınız ne isteksiz suratlarınız ne sessizce haykırsanız
beyaz
durduğun yerden devam etsin güzel olmasın kesilsin yine koş
koş kurtul, eskit pabuçlarını dilimiz eksildi, küçük kaldık, düştük acımız oldu,
çok oldu iyi ki oldu, iyi ki oldu
beyaz beyaz dibine dek beyaz rüyası insana yalan söyledi sadece
önce şaşkın dibine dek beyaz sonra iyi ki varsın, iyi ki yokum
gölgem var, iyi ki gölgem
var bizi yalnız bırakmayan gölge
çelişki
çelişkili bir düzlemde, duygularıyla ortada düşününce
eski, olmayan insanlarla parça parça, bir görünür bir kaybolur
öykülerim hep bilmece, gözlerim maskara özlemim
durgun, belki bir gün deyince teslim olunca ellerine, en yakınımda sen olunca
ürkütücü bir rüya ellerimden
akıp gelen şehvetinde saklı bezginliğim karanlıktan korkutan, gözlerinden ateş saçan son
sözünde saklı yalanların
son giden
güneyin masum bir sahil evinde aynı kırgın
dalgayla öldürülmüşken lütfen bırak tepinsinler üstümde bunu çoktan hakettim
önce sustum ardından
yalan söyledim sonrası isteksiz saatler günler tüm direncimle eşsiz tertemiz bir yüzüm gitmeye hazırlar
dün
fazla yarın yok, ne dersen de
kimse durmaz kimse beklemez, kimse durmaz eskitirler durduğu yerde zamanı
nefesler
her an yalnız, kırılgan kime söylesem, kime sarılsam kim günahkar, ne farkeder, neden bunlar uzakta
insanlar
23
Yüzünden başlasam gitmeye uzaklara, duymasam kimseyi sonu
olmasa ummadık rüyalarda, eksilse yokolsa bile değer
bir gün kendimi bırakıp, sana anlatsam ne
olduğunu neden sözleri yuttuğumu, gerisi zaten gözlerinde
lütfen beni hemen uyandır, ya da hep öyle
bak yüzüme ne kork benden ne uzaktan dinle, lütfen beni uyandırma
sesim kısılsa, korkmasam karanlıktan,
en baştan başlasam anlamsız sözlere artık hiç bulaşmadan, beklesem yanında
lütfen
beni hemen uyandır, ya da hep öyle bak yüzüme ne kork benden ne anlatmamı iste, lütfen beni uyandırma
mucize?
güneş doğdu ruhuma sustum, umudumu gördüm
onda bir şey bilsem söyliycem seni sevdigimden başka
aptallığın bile tam bana göre çocuksun
sen de yok yok yok, bu mutluluktan ağlıycam şimdi yok yok yok yok ağlıycam şimdi,
yapma
bir sözüm bin yere gider, en sonunda gözlerime bir bak yeter
mutfakta çıplak ayak sesin huzur
mu bu, mucize arzusu sonsuzdum ve mahvoldum güneşli gün yalanlarıyla avundum
ŞEHİR
ithaf
saw an angel above the sky tryin' to understand why it makes me
cry the only thing i got till yesterday was the thought of you babe fading away
you never know how it hurt me
baby
you never looked at my face you knew loving me is such a disgrace i knew you were the queen and i'm the
clown but baby i'm standing on my own
you never know how it hurt me baby, you never will
i don't care
uyku ...
saat bir, uykum yok gel bir bardak su içelim bulanıklık
suyla aksın gitsin paniğe lüzum yok herşey kontrol altında kesici aletler dolaplarda tehlike
çok uzakta
saat iki uykum yok ya biz biraz çalışsak bulantı yazıyla silinse gitse uyumak
istiyorum, rahatsız etmeyin
saat üç, uyumak istiyorum bir tuvalette çiçekleri sulamak uyumak istiyorum,
rahatsız etmeyin
sabahın
köründe ..
sabahın köründe daha gün ışımadan
mahallenin piçleri sokağa fırlamadan sanki bok var da uyanırım her sabah geçen akşamdan
kalma baş ağrımla üç saatlik uykunun yorgunluğuna iflas etmiş aklımla küfürler yağdırarak
işte
bu sabah da uyandık, yine her taraf karanlık işte bu sabah da uyandık, sabahlar hep karanlık
her
sabah koştuğum saçma işime geceden içime oturmuş dertlerime ve hatta sararmış dişlerime
yeni doğan günün tüm lanetiyle
sessizlik
...
sakinleşin çocuklar, sakinliğe ihtiyaç var sessizleşin
çocuklar, sessizliğe ihtiyaç var sokakta yangın var, umutsuz suratlar bulutlar köşe bucak saklanmış
sise boğulmuşuz kömürden
sinmiş insanlar, bekleşip duruyorlar reklamlar, panolar, dükkkanlar,
insanlar
dökülüyor yapraklar, sessiz düşüyorlar umutlanmaz suratlar, köpekler bile sinmiş
sinmiş
insanlar, bekleşip duruyorlar reklamlar, panolar, dükkanlar, insanlar
bana bir kutu sevgi al, bir kutu umut
ve neşe al alabilir misin, ne duruyorsun?
sakinleşin çocuklar, sakinliğe ihtiyaç var sessizleşin
çocuklar, sakinleşin insanlar
yalnız şarkı...
olasılıklar, şanslar olaylar neden hep
senin tersine bunu hala sorma yanlış yer ve yanlış zaman bunlar hep aldatmaca bunu artık
anla
belki bir gün güneş doğar mezarının üstünden, sen sessizce uyurken uyanınca
üzülme gerçek bu işte
tesadüfen yalnızsın, henüz yolun başındasın tesadüfen yalnızsın,
gerçeklerin farkındasın
kelimeler sokaklar ve evler ne kadar da boş şeyler sen gizlice
ağlarken biraz umut biraz sevgi ne de çok şey demek oysa senden uzakta
ama kim bilir belki bir
gün o yaşarken sen ölmezsin, acılar akıp gider uyanınca üzülme gerçek bu işte
the faithful lover ...
i hesitate to write about the spring there's
a fear with all that loveliness the wilderness i feel in everything though not alone i think of loneliness
oh
do not count on me for anything although i love you as i do the spring
of gods late isolation in the sky of
wisdom turned dispear not happiness while we are together you and i abandone promises of future bliss
but
love me with the truth now in your eye regard the early falling leaf a kiss regard fidelity a passing thing it gives
me courage when i tell you this
reality...
so you want to see the truth let me be your sagacious
guide through the fires of their faces through the desert of loneliness to the home of fatal truth where you hear
it's heartbeat let me take you there
rüya ...
something's burning in my head restless days and nights, they
never end with every word unspoken i fade away though that's not your fault, it's me who has no excuse
my dream
is gone and i'm undone
each time i see your eyes i just feel guilty of loving you this way, though i'm not hopeless
yet my soul is shadowed by your magic smile i tried so hard to reach you but i failed
past ...
every day it's getting tougher to take that torturing pain the
sweet memories of the past lead me to the end knocked down by a game from the first day you watched me dyin' that's
not me in the mirror, in the dark that's my end
i know that's the end
i miss my past and fear my end and
i'll do so till the end i miss my past and taste the pain and i'll do so at the end
day from day i decay faster
you can't know how it feels sitting up in bed at night i'm too tired for a sleep this fear rips my heart apart but
i don't know why i'm cryin' there's nothing left to do and i think i can't go on
i know i can't go on
|